Dünyanın yedi harikasından biri olan iskenderiye Feneri, Mısır’ın İskenderiye isimli şehrinde yer almaktadır. İskenderiye şehri, Mısır’ın Akdeniz kıyılarında bulunan ikinci büyük şehirdir.
İskenderiye şehrini, milattan önce 382 tarihinde Büyük İskender keşfetmiş ve kurmuştur. Şehir ismini de kurucusu olan Büyük İskender’den almaktadır.
Şehir, İskenderiye Feneri adlı dünyanın yedi harikası içinde bulunan yapısının dışında bir de sahip olduğu büyük kütüphanesiyle bilinir. İskenderiye, günümüzde de turizm açısından çok önemli bir şehirdir.
İskenderiye Feneri Tarihçesi
İskenderiye şehrinin kurucusu Büyük İskender, hayatını kaybettikten sonra Mısır toprakları el değiştirmek zorunda kalmıştır.
Daha sonra da bölgede yaşayan halk, Yunanlılar ile yapılan ticaret faaliyetlerini önemli bir ölçüde artırmışlardır. Bu sebeple de oldukça büyük bir deniz fenerine ihtiyaç duyulmuştur.
İşte son derece görkemli olan iskenderiye feneri tarihçesi böylelikle başlamıştır. Bu büyük fenerin inşası Batlamyus zamanında başlamıştır.
Büyük bir fener olmasından dolayı Batlamyus’un yaşadığı dönemde bitirilememiştir ve Batlamyus’un oğlunun egemenliği başladıktan sonra fenerin yapımı tamamlanabilmiştir.
Fener meydana gelen birçok doğal felaket ile yıkıldıktan sonra 1408 yılında Memlük Sultanı Kayıtbay, fenerden eser kalmayan bu bölgeye bir kale inşa ettirmiştir.
Kale yapımında kullanılacak malzemeler için ise fenerden arda kalan yıkıntıları kullanmayı uygun görmüştür.
Günümüzde de İslami dönem eserlerinden sayılan kale, bu topraklar üzerinde yer almaktadır. Fenerin bulunduğu bölgede çok uzun yıllardan beri birçok dalgıç dalış yapmaktadır.
Amatör bir şekilde dalan dalgıçlar, yaptıkları dalışlarda 8 metre kadar derinlik civarında bazı kalıntılar görmüşlerdir ve buraya kaya ormanı adını vermişlerdir. Suyun altında dev boyutlarda yüzlerce granit taş, sütun kalıntıları, heykel parçaları gibi birçok kalıntı bulunmuştur.
Maalesef amatör dalgıçların gördüğü bu önemli yapıları yıllarca kimse ciddiye almamıştır. Son olarak 1962 yılında arkeologlar eşliğinde yapılan dalış çalışmalarında anlaşıldı ki derin suların altında çok büyük bir tarih yatmaktaydı.
Bu büyük tarih kalıntılarının İskenderiye Feneri’ne ait olduğu ise çok kısa bir sürede anlaşıldı. Ancak acilen bazı tedbirler alınmazsa bulunan bu kalıntılar kuma gömülüp gidecekti ve iskenderiye feneri hikayesi de kötü sonla bitecekti.
Neyse ki önlem olarak Mısır hükümeti, bölgeye bir liman yaptırdı.
Bir başka makelemiz olan Truva Atı Truva Atı Hikayesi Nedir hakkında bilgi sahibi olmak için konumuza göz atabilirsiniz.
İskenderiye Feneri Özellikleri
Elbette iskenderiye feneri özellikleri ile de oldukça ilginç bir yapıdır. Fener 3 bölümden meydana gelir ve yapının mimarı Knidos’lu Sostratus’tur.
Beyaz mermerden inşa edilen iskenderiye feneri yüksekliği 135 metredir.
Fenerin tepe noktasında tunçtan yapılmış büyükçe bir ayna vardır ve bu ayna 70 kilometre mesafe uzaklıktan bile görülebilme özelliğine sahiptir.
Limana giriş çıkış yapan gemilere rehber olmuştur. Ayrıca en üst kısmında da denizler tanrısı Poseidon’un heykeli bulunmaktadır. Alt kısmı dikdörtgen şeklindedir ve 55 metre yüksekliktedir.
Orta alanı ise yukarı doğru çıkan silindir şeklindedir. Bu alanın yüksekliği ise 27 metre civarındadır.
Fenerin alevi de bu kısımdadır. Orta alanın üst bölümünde bir de oda bulunmaktadır.
0 Yorumlar