Yeraltından Notlar Konusu ve Özeti - Sanat Adası

Yeraltından Notlar Konusu ve Özeti

Yeraltından NotlarKendisini toplumdan soyutlamış kendi deyimiyle "hasta" bir insan olan isimsiz kahramanımızın neden kendini soyutladığını, insanlardan neden nefret ettiğini, kendi çelişkilerini ve neden kendini yeraltına kapattığını anlatır.

Yeraltından Notlar Kitabı Hakkında Genel Bilgi

1864 yılından basılan bu kitap bir çok önemli düşünürü ve yazarı varoluşçu anlamda etkilemiştir. Dostoyevski bu eserini Çernişevski'nin Nasıl Yapmalı? - 1. Cilt adlı ütopik sosyalist eserine cevap niteliğinde yazdığı düşünülür. Çernişevski'nin yine Petersburg'da geçen romanındaki iyimserliğin karşısında Yeraltı'nın, insanların kendi yeraltılarının, karanlığını, çelişkilerini ve sancılarını anlatır. Bu karanlığı “Ben hasta bir adamım” diyen kahramanımıza anlattırır.
2012 yılında kitapla birebir olmasa da serbest bir uyarlama olarak Yeraltı filmi Zeki Demirkubuz tarafından çekilmiştir.

Yeraltından Notlar Kitabının Konusu

Kırklı yaşlardaki kendi “yeraltı dünyası”ndan kafasını çıkaran bir adamın gençlik dönemine bakışını ve neden bu hale geldiğini anlatır bu kitap. Kendini dünyadan soyutlamış, kızgınlıklarını, kırgınlıklarını, çatışmalarını… anlatır kahramanımız. Kahramanımızın adı yoktur.

Roman iki bölümden oluşur. İlk bölüm, kahramanımız içindeki tüm karanlığını anlattığı uzun bir monologdur. Çevresindeki insanlardan neden tiksindiğini, onları neden sevmediğini açıkça dile getirir. İkinci bölümde ise, daha önceden arkadaş oldukları belli olan birkaç kişi ile yarım kalmış hesabını görmek için kahramanımızın yeraltından çıkışını anlatır.

Yeraltından Notlar Kitabının Özeti

İlk bölümde kahramanımızın uzun bir monoloğu vardır. Kendisi her zaman geri planda kalmıştır. Hiç kabul edilememiştir toplum ve arkadaşları içinde. Kendisinin son derece zeki olduğunu vurgular ve bu yalnızlığını ve itilmişliğini de buna bağlar. İnsanlardan korkusunu kapatmak için onlardan tiksindiğini ve onları küçümsediğini söylemekten çekinmez kahramanımız.

İnsanlara karşı sürekli bir eleştiri, sürekli bir yargı geliştiren kahramanımızın kendi içinde de dinmek bilmez çelişkiler fırtınası vardır. Kendine güveni hiç olmadığını söylerken sebebini bilinçli olmasına bağlar. Herkesten daha zeki ve bilinçli olduğu için kendine güvenemiyordur. Fakat bu bile bir çelişkidir.

Okul ve iş arkadaşlarını hayatından çıkarmış ve kendi yeraltı dünyasına kapanmıştır kahramanımız. Kendisini hiç anlamamış ve kabul etmemiş olan arkadaşlarından nefret eder. Onlardan daha zeki, bilinçli olduğu için arkadaşları onu hiç sevmemiştir. Kahramanımız onları hayatından çıkarmasının sebebi olarak bunu açıklar. Hepsi onun aksine para, ün, şöhret… gibi şeylere düşkündürler. Ama o bilime, edebiyata ve kitaplara tutkundur. Bu ayrım bile onlardan nefret etmesine yeterlidir.

Romanın ikinci bölümünde ise, birilerine aşırı derecede ihtiyaç duyduğu bir vakit eski arkadaşlarıyla karşılaşır ve onların planlarına bir şekilde dahil olur. Bu bir veda yemeğidir. Her zaman olduğu gibi arkadaşlarıyla birlikte olmaktan son derece rahatsız olur ve bu yemeğe geldiği için de çok pişman olur.
Yine arkadaşları adsız kahramanımızla alay eder, onu küçümserler. Bu durum onun gururunu aşırı derecede kırar. Ve çok alkol tüketir. Böylece işler daha çok çığırından çıkar. Arkadaşları en sonunda onu bırakıp gider. Kahramanımız da kırılan gururunu tamir etmek için onların peşinden gider. İntikamını alacaktır.

Gittiği yerde bir kızla tanışır. Ve ona ev adresini verir. Tabi buna da pişman olur ve eve gelmemesi için dualar eder. Fakat içten içe de her gün gelmesini bekler. Aşık olduğunu kabul edememektedir kıza. Fakat ona son derece fazla aşık olmuştur. Bir gün kahramanımız yardımcısıyla tartışması esnasında kız evine gelir. Bu onu daha çok öfkelendirir ve bütün öfkesini kıza yansıtır. Başkaları onun kalbini ve gururunu nasıl kırdıysa o da kızın kalbini ve gururunu kırar. Her şeyi mahveder ve başlamadan her şey biter.

Bu romandaki kahramanımızın bir adı yoktur ama aslında adı hepimizin adıdır. Herkes bu kahramanımızın karanlığında kendi karanlığını bulacaktır. Kendi kırıklarını, öfkesini bulacaktır. Dostoyevski bu kısa romanında bütün insanların hayatlarının büyük bir kısmına dokunarak onların kendi yeraltı dünyasını ziyaret eder.

Yorum Gönder

0 Yorumlar