Bir İdam Mahkumunun Son Günü Konusu ve Özeti - Sanat Adası

Bir İdam Mahkumunun Son Günü Konusu ve Özeti

Bir İdam Mahkumunun Son Günüİdam cezasına çarptırılan isimsiz bir mahkumun bu cezayı 5 hafta öncesinden öğrenmesi ve bu süre içinde nasıl giderek "insanlıktan çıktığını" anlatır roman. İdam cezalarını bir eğlence gibi izleyen halkın yanında idam cezasının kendisi çok masum kalır.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Romanı Hakkında Genel Bilgi
Victor hugo’nun gençlik eseri olan bu roman 1829 yılında daha 26 yaşındayken yayınlanmıştır. Victor Hugo kendi ismini kullanmamıştır bu romanında. Ayrıca bu roman anlatıcı bakımından birinci tekil kişinin anlatmasından dolayı türünün ilk örneğidir. Bu kitabı yazmasını tetikleyen şey Victor Hugo’nun hümanist bir yazar olmasının yanında Grene Meydanı’nda izlediği bir idam olayıdır. Halkın nasıl bir panayır havasında izlediğini görür idam olayını ve bu romanı o etkide yazar. Zaten roman da idam olayının saçmalığını göstermek ve insanın en temel hakkı olan yaşama hakkını savunmak için yazılmışsa da halkın bu vahşeti nasıl benimseyip eğlenceli şekilde izlediği daha çok vurgulanmıştır.

Bir İdam Mahkumunun Son Günü Romanının Konusu
“Ölüme hazırlıklı olunur mu?” roman bunu sorar okuyucuya. Adını bilmediğimiz mahkumun idam cezası aldığını öğrendiğinden, idam zamanına kadar geçen sürede ki değişimi, duyguları, ölümü kabul etme ve hazır olma çabası… bunları idam mahkumu yaşıyor ama acısını okur hissediyor.

Bir İdam Mahkumunun Son Günü Romanının Özeti
Bir adamı öldürmekten hüküm giyen bir suçlu 5 hafta sonra idam cezasına çarptırılacağını öğreniyor. Bu 5 hafta boyunca ölümü düşünüyor ve ölüm onu henüz ölmeden öldürüyor. Ruhunu öldürüyor. Mahkûm da bu 5 haftalık bekleme süresinde sürekli insanlıktan çıktığını anlatıyor.

Fakat yine de bir mucize ya da son anda bir af bekliyor ama artık muhafızlar onu almaya geldiğinde anlıyor bu idamın gerçekleşeceğini. Sadece arkasında bıraktığı 3 kişi için üzülüyor; eşi, kızı ve annesi. En çok da kızına üzülüyor. Kızı onu “insanlıktan çıktığı” için tanıyamıyor ve babasının çoktan öldüğünü söylüyor soranlara.

En sonunda idam günü gelip idam mahkumlarının bekletildiği hücreye yerleştirildiğinde, oraya daha önce gelmiş kişilerin duvarlara yazdığı yazıları okuyor. Orada bu cezanın ne kadar çok ve insanlık dışı uygulandığı anlaşılıyor. Adsız mahkum oradan geçenlerin arasında suçsuzların da olduğunu düşünür ve burada idam cezasının nasıl insanlık dışı olduğu okuyucuyu sarsıyor.

İdam anı geldiğinde bir eğlence izler gibi izleyen halkı sırtlan olarak nitelendiren mahkum “Ah! Sırtlan çığlıkları atan halk!” diyerek tepkisini ve öfkesini dile getiriyor.

Yorum Gönder

0 Yorumlar